Üreticiler Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) alım fiyatı açıklamasını beklerken, rekoltenin düşmesiyle birlikte dünyada sürekli yükselen fiyatların eylül ayında Türkiye’yi yeni bir buğday krizine sürüklemesinden korkuluyor.
CHP Bursa Milletvekili ve Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Orhan Sarıbal, Uluslararası Hububat Konseyi verilerine göre nisan ayında 780 milyon ton olan buğday üretiminin mayıs ayında 769 milyon tona düştüğünü belirterek, “Dünyanın ikinci buğday üreticisi olan Hindistan buğday ihracatını yasakladı. Arjantin’de ise buğday üretiminde yüzde 25’lik bir rekolte kaybı bekleniyor. Yanı başımızda hububat ve yağlı tohum ithal ettiğimiz Ukrayna ve Rusya savaşı nedeni ile bu ülkeden paramız olsa bile ithal edemeyecek hale geldik. Dünyada buğday rekoltesinin düşmesi ve artan fiyatlar bize eylül ayından sonra buğday krizi olarak dönecek” dedi.
20 yılda 22 milyar dolarlık ithalat yaptık
Türkiye’de buğday ekim alanlarının 2002 yılında 93 milyon dekar iken 25 milyon dekar azalarak 67 milyon dekara düştüğünü belirten Sarıbal, buna rağmen buğday ithalatının sürekli arttığını söyledi. Son 20 yılda ortalama üretimimiz 20 milyon ton olduğu halde 2003’ten bu yana 82 milyon ton buğday ithalatına 22 milyar dolar ödediğimizi vurgulayan Sarıbal, “Özellikle tek adam sistemine geçtikten sonra buğday ithalatı hızlandı. Son 5 yılda 35 milyon ton buğdaya 9 milyar dolar ödedik. Anavatanı ülkemiz olan buğdayı üretmek yerine ithalatı seçen bir anlayışla karşıyayız. Dün ithalat sopası ile çiftçiyi vuran uygulama bugün iktidarı sopalamasına rağmen hububat üreticilerine destek verilmiyor” diye konuştu.
Çiftçilerimize destek verilmeli
Eylül ayından sonra yeniden buğday ekiminin başlayacağını ifade eden Sarıbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen yıl mayıs ayında TMO’nun fiyat açıklamasından bugüne kadar borsalarda buğday fiyatı hiç düşmedi. Bundan sonra düşmeyeceği gözükmektedir. Fiyatın düşmemesi çiftçinin para kazanacağı anlamına gelmiyor. Çiftçinin para kazanması için TMO’nun iyi bir alım fiyat açıklaması yapması gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde dünyada artacak fiyatlar karşısında pahalı ithal etmek zorunda kalacak. Son 15 ay içinde TMO’nun 9 milyar lira olarak açıkladığı kamu zararı gelecek yıl 30 milyar liraya çıkar. Bu parayı yabancı şirket ve çiftçilere ödeyeceğine şimdiden çiftçilerimize vermelidir. Çiftçimize ödenecek her para önümüzdeki dönemde üretim olarak döner.”
Tarımda yeni üretim politikası şart
Dünyada bozulan gıda tedarik zinciri, artan fiyatlar ve içeride üretim düşüklüğünün bize gıda enflasyonu olarak yansıdığını ifade Sarıbal, “Ülke olarak bu cendereden çıkışın tek yolu var. Bir an önce seçime gidip, ülkesini, vatandaşını düşünen yeni bir anlayışla tarımda yeniden üretim politikası oluşturacak bir yapının iş başına gelmesi gerekiyor. Saray ve AKP ile bu iş olmaz” dedi.