Zafer Partisi başkanı Ümit Özdağ, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektupta, tutuklanma sürecini ve yaşadığı türel süreci ayrıntılarıyla paylaştı. Özdağ, mektubunda bilhassa “düşman ceza hukuku ile tutuklandığını” savunarak, Türkiye’de muhaliflere yönelik farklı bir adalet sistemi uygulandığını öne sürdü.
“Bana muhalefete de uygulanan düşman ceza hukuku uygulandı”
Sözcü’nün aktardığına nazaran, Mektubuna, “Değerli Sözcü okuyucuları, sizlere Silivri’den sevgi ve hürmetlerimi iletiyorum” diyerek başlayan Özdağ, kendisini maksat alan süreci şu sözlerle anlattı:
“Eski bir parlamenter, bir siyasi parti genel lideri olarak anayasal ve yasal haklarım askıya alınarak tutuklandım. Bana muhalefete uygulanan düşman ceza hukuku uygulandı. Nedir düşman ceza hukuku? 1960’lara kadar ABD’nin güney eyaletlerinde siyah Amerikalılara uygulanan beyaz yargı sistemi yahut Fransa’yı işgal eden Alman ordusunun Fransız yurttaşlarına uyguladığı hukuk.”
Özdağ, bu cins bir uygulamanın günümüz Türkiye’sinde muhalefet ile iktidar yanlılarına yönelik farklı standartlarda sürdüğünü tez etti.
“Gençlerimiz adaletsiz düşman ceza hukukundan kaçmak için ülkeyi terk ediyor”
Özdağ, birtakım bireylerin ve siyasetçilerin açıkça tehdit yahut kışkırtma içeren telaffuzlarına karşın soruşturmaya bile uğramadığını ileri sürerek, şunları kaydetti:
“Halkı bir konsolosluğu basmaya çağıran kişi, olaylar çıkmasına karşın İstanbul Başsavcılığı’na çağrılmaz. Vatandaşın kimlik bilgilerine sahip olduğunu söyleyip toplumu tehdit edenler de savcılığa davet edilmiyor. Seçimleri kaybederlerse gömdüğü silahları çıkaracağını söyleyenlere bile resen soruşturma başlatılmıyor. Gençlerimiz bu adaletsiz düşman ceza hukukundan kaçmak için yurt dışına gidiyorlar.”
Kendisinin ve muhalif siyasetçilerin, emsal tabirlerin çok küçük bir kısmını dahi kullansa çabucak gözaltına alındığını savunan Özdağ, adaletin ikili bir yapıya dönüştüğünü belirtti.
“Antalya’da yaptığım konuşma nedeniyle İstanbul’da gözaltına alındım”
Mektubunda tutuklanma sürecini detaylı biçimde anlatan Özdağ, Antalya’da bulunduğu sırada, İstanbul Başsavcılığı’nın talimatıyla gözaltına alındığını söyledi:
“21 Ocak Pazartesi Ankara’da bir restoranda yemek yerken müdafaa polisleri geldi. ‘Suikast mı yoksa gözaltı mı?’ diye sordum. Gözaltı dediler. Böylelikle Antalya’da yaptığım bir konuşmadan ötürü doğal hâkim unsuru çiğnenerek İstanbul Başsavcılığı tarafından gözaltına alındım. Antalya’da başsavcı yok mu? Cürüm olsa o vazifesini yapmaz mı? Sıkıntı, beni gözaltına alacak tek savcı grubunun İstanbul’da olmasıydı.”
Özdağ, soruşturmanın olağan kurallar altında Antalya’da yürütülmesi gerektiğini belirterek, yetki aşımına dair önemli tüzel tartışma olduğunu lisana getirdi.
“Öcalan için rehin tutuluyorum”
Silivri Cezaevi’nde kaldığı günleri bir hürmet nöbeti olarak değerlendirdiğini aktardı:
Kendisinin maruz kaldığı haksızlıkların süreksiz olduğuna inandığını belirten Özdağ, sonunda adaletin yerini bulacağına dair umudunu koruduğunu tabir etti.
Aile takviyesi: “Haksız ve hukuksuz bir tutuklama”
Mektubun yayımlanmasından kısa mühlet evvel annesi Gönül Özdağ ve kız kardeşi Hilal Özdağ, kendisini Silivri’de ziyaret etti. Gönül Özdağ, oğlunun haksız bir biçimde tutuklandığını söyledi ve adaletin bir gün tecelli edeceğine inandığını lisana getirdi. Emekli avukat olduğunu vurgulayan Gönül Özdağ, sürecin hukuksuzluklarına dikkat çekti:
“Kumpas davaları periyodunda de emsal haksızlıkları görmüştük. Burada da birebiri yaşanıyor. Ümit’in rehin tutulduğuna inanıyorum. Onunla gurur duyuyorum. Bu hukuksuzlukların sorumluları er ya da geç adalet önünde hesap verecektir.”
“Zor günler, fakat umutluyum”
Mektubunda gelecek günlere dair beklentilerini aktaran Ümit Özdağ, sıkıntı bir periyottan geçildiğini fakat tekrar de umutsuz olmadığını belirtti. Anayasal kurumların ve yargı mercilerinin gerçek işlemesi halinde gerçeklerin ortaya çıkacağına inandığını söyleyen Özdağ, siyasi uğraşını cezaevinden de olsa sürdüreceğini kaydetti. (Sözcü)
|
Botoks fiyatı ne kadar olmalı, Türkiye’de yasal olan markalar hangileri; Dr. Nurhayat Gül anlattı
|
